Pazar, Eylül 23, 2007

Seyirdışı Notlar XXIII


Özgür'ün tuvalet derdi bitti sonunda.. Meğer keramet bizde değil "feyyayi" deymiş :) Hoş ferrari de bulamadım, yerine go kart yarış arabalarının akülüsünü yapmışlar mecburen onu almak zorunda kaldım. Nasıl mutlu oldu anlatamam.. Durup durup gidip arabasına bakıyor "bu benim mi" der gibilerinden.. Biniyor, çalıştırıyor, altına yatıyor, direksiyonuyla oynuyor.. Demeyin keyfine.. Ha ! bir de ablası dahil kimseye el sürdürmüyor.. Cinayet sebebi yani :)


Bu arada ablası Ekin, okulun ilk haftasını tamamladı.. Sabahtan akşam 4'e kadar okulda. Etüd saatleri var öğleden sonra, eve ödev/ders kalmıyor. Servise de alıştı kerata.. Birkaç gün yabancılık çekse de sorun yok artık. E kolay değil tabi evinden yuvasından ciddi anlamda ilk ayrılışı. Hiç tanımadığı çocuklarla aynı arabaya biniyor, aynı okula gidiyor, sıraya giriyor; derstir, etüddür, tenefüstür derken canı çıkıyor kızın.

Söylemesine göre hala okula alışamayan ve velileri okula gelmek zorunda kalan birçok sınıf arkadaşı varmış.. Biz önce inanmadık ama dün bir veli toplantısı yaptı öğretmeni. Kızkardeşim gitti. Tabi hepimiz heyecanla onun yolunu gözlüyoruz.. Meğer bizim kız sınıfın en metanetli, derslerine, beslenmesine, temizliğine, arkadaşlarına yardım etmeye kadar örnek iki öğrenciden biriymiş.. Öğretmeni kardeşime teşekkür etmiş, bizimkide deyim yerindeyse koltukları kabarmış bir şekilde ayrılmış okuldan.. Şimdi ona da sözüm var eğer okuma yazmayı ilk o sökerse, en çok sevdiği barbie bebeği alacağım. Çocuk her yaşta çocuk işte: Sözü vermemle birlikte iki gündür yapmadığı ev ödevini bugün 1 saatte bitirdi. Keramet bizde değil oyuncaklarda valla....

Perşembe, Eylül 13, 2007

Kaptanın Seyir Defteri, Yıldız Tarihi...

Hayat hiçbirimize adil davranmıyor. Bunu bildiğim halde hala niye şaşırıyorum ? Ya da hayat hala niye şaşırtmaya devam ediyor beni ? Ne bu, bir köşe kapmaca oyunu mu çocukluğumdan kalma ? Yoksa bir maymun zeka testi mi ? Çözemedim. Belki de çözdüm, kendime bile itiraf etmekte zorlanıyorum.
Sonuç mu ??? Hepsi muamma..

Pazartesi, Eylül 10, 2007

Seyirdışı Notlar XXII

Zamanın nasıl geçtiğini anlamak için çocuklara bakmak yeterli galiba. Yüzümüze ayna tutan onlar. Bugün büyük yeğenim Ekin bugün ilkokula başladı. Bu kadar hızlı büyümesi bir yana, doğduğunda sanırım şöyle bir hisse kapıldık ; o hep küçük bir bebek olarak kalacak bizlerde hep o genç halimizle.. Şaşırtıcı ve bir o kadar da saçma.. Ama düşündük işte :) Bunun için suçlayacak kimse yok.. Zaman işte, o geçti, biz farkına varmadık, aslında kimse farkına varmadı ve sanki bir gecede sihirli bir değnek geldi hepimize dokundu, çocuklar büyüdü bizlerse yaşlandık :)

Ekin bu durumdan çok memnun.. Haftasonu okul alışverişini tamamladık, jiledir gömlektir, çoraptır, hırkadır herşeyi tamam.. Aslında okullar bir hafta sonra açılıyormuş ama bunlar yeni başladıkları için bir hafta boyunca anneleriyle gideceklermiş okula.. Ama anneler sınıfa girmiyorlarmış, bahçede bekliyorlarmış çocuklarının ağlama durumlarına göre.. Neyse az önce telefonda konuşuyoruz, diyor ki "dayıcım arkadaşlarım hep ağladı ama ben ağlamadım".. Onlar okula gelmek istemiyorlarmış, niye diye bana soruyor kerata.. Diğer taraftanda ağlamamanın ödülü ne olabilir diye alttan alta beni didikliyor.. Neyse artık barbie cinsi bir bebeğe anlaşabildik sonunda :)

Asıl bomba Ekin'in küçüğü ; Özgür.. Oğlan felaket, durmuyor yerinde.. Kimseye rahat yok.. Kasımda 3 yaşına girecek ama hala tuvaleti öğrenemedi.. Bez kullanıyorlar.. Bir haftasonu gezerken akülü arabalardan gördü bu.. 1 aydır onları sayıklıyor "dayı bana feyyayi (ferrari) alsana" diye.. Bende geçenlerde dedim ki "tamam kakanı ve çişini tuvalete yaparsan sana ferrari alıcam".. Kız kardeşim de "tamam sen tuvalete yaparsan ben dayını arayıp hemen söylicem" dedi.. Bağladık işi.. Neyse birkaç gündür tuvalete gidiyormuş tuvaleti yaptıktan sonra sifonu çekip bıraktıklarına el sallıyormuş sıpa :) Tabi tuvaleti kullandı ya, annesine beni aratıyor "dayı tuvaletimi yaptım fayyayiyi unutma" diyor.. Bunlar feci yahu. Ben 3 yaşındayken -tabiri caizse- sesim çıkmadan mal mal otururdum. Bu ne yani ?? Sen ferrariyi nerden biliyorsun ? Benden istemek nerden aklına geliyor hadi istedin nasıl unutmuyorsun ??? Çok eğleniyorum çoooookkk!

Zamanın hangi hızla geçtiğini anlamak için saymaya gerek yok, çocuklara bak yeter :)

Cumartesi, Eylül 01, 2007

Kaptanın Seyir Defteri, Yıldız Tarihi...

Bugün 1 Eylül.. Nihayet doğumgünü hengâmesi bitti ve sözümü tuttum, telefonu kapattım :) Böyle daha güzel oluyormuş.

Diğer yandan yalnız geçirememenin burukluğu da yok hani.. Oysa böyle düşünmemiştim.. Eve gelecektim, kendime enfesinden bir yemek hazırlayacaktım, gelirken en kalitelisinden beyaz şarap alacaktım, özetle geçen bir senenin daha  keyfini yalnız başına çıkaracaktım.. Ama ne yazıktır ki olamadı. Şu saate kadar çalıştım ve işten yeni geliyorum.. Yeni hazırladığım bir reklam filminin revizyonlarını yapmak için saati 3 ettim :)) Tabi akşamın kör vaktinde revizyon getiren ajanstaki dostlarıma kurduğum cümleler pek hoş değildi ama.. Onların da pek memnun ayrıldığını söylemem mümkün değil.. 

Herneyse az önce telefonumu açtım, mesaj üstüne mesaj ve bir çok telesekreter kaydı. Hiçbirine cevap vermeme gibi hain planlarım yok değil :) Bakalım yarın olsun, hayır olsun.. Zira sabah 09 itibarıyla yeniden işte olmam gerekiyor :( 

Bu arada bugünün anısına anladım ki
saymamak lazım, saymaya başladığın an  hapı yuttun demek  :))