Perşembe, Ekim 20, 2005

Seyir dışı notlar - IX

Tamam ışınlanma mevzusunu geçtim diyelim. O, henüz televizyonun "paket yayın" adı altında haftada bir gün ve 3-4 saat (açılış-kapanış haberleri ve dizi - film türünde bir yayın akışı) yayın yapıldığı; benim sadece masum bir çocuk yüzüyle oturduğumuz mahallede yalnızca bir evde bulunan televizyon sayesinde tanık olduğum; kapıların kilitlenmediği; üç katlı binalara apartıman dendiği; yine her mahalleye bir tane düşecek şekilde özel araç olduğu; fincanla kahve istendiği; markanın ne menem birşey olduğunu bilinmediği; insanların sahtekarlık-çakallık-üçkağıtçılık nedir diye fikir yürütemedikleri; dost canlısı iyi insanların birbirini rahatlıkla bulabildiği; kalorifersiz, odun ateşiyle banyonun, gaz sobasıyla tek göz odaların ısıtıldığı, bütün hayatımızın arkası yarınlara endekslendiği günlerde kaldı...

İyi de, peki şimdi biz nerdeyiz ?

Pazartesi, Ekim 17, 2005

Kaptan'ın Seyir Defteri; Yıldız Tarihi...

Scotty'yi kaybettiğimiz tarihten itibaren şu cümleyi kuramamak canımı sıkıyor :
"Işınla beni Scotty"...

Pazar, Ekim 09, 2005

Kaptan'ın Seyir Defteri; Yıldız Tarihi...

Hayat hiçbirimize adil davranmıyor. Bunu bildiğim halde hala niye şaşırıyorum ? Ya da hayat hala niye şaşırtmaya devam ediyor beni ? Ne bu, bir köşe kapmaca oyunu mu çocukluğumdan kalma ? Yoksa bir maymun zeka testi mi hani içine hafiften asitlerinde konulduğu ? Çözemedim. Belki de çözdüm, kendime bile itiraf etmekte zorlanıyorum. Hepsi muamma..

Hiçbirinize yardım edemiyorum, çok üzgünüm. Gücüm yetmiyor, sadece tanık olabiliyorum. Sevgimden sakın şüphe etmeyin. Belli edemesem de, varlık sebebiniz bu. "İyi ki var" değilim, hep "varım". Gerisi boş.