Salı, Eylül 27, 2005

Seyir dışı notlar - VIII

Fikom benim sana da geçmiş olsun. Az da olsa aramızda bir yaş -6/7- farkı var, bu nedenle hastalığı benim yatarak senin de ayakta atlatman gayet normal canım kardeşim :) . Uzun zamandır bahsettiğin bu oyunda hastalık gibi yayılıyor anladığım kadarıyla. Geçenlerde tv8'e uğradım, orada da 7-8 kişi sardırmışlar bu oyuna. Adamların yanına gidiyorsun yüzüne bakmıyorlar, 2 dakikada bir ne oluyor diye kontrol ediyorlar falan:) Kızdım ama hem traji-komik hem de saçma geldi. İşi gücü bırakmış abiler bütün dertleri oyun..
Sezonu açtık ama işler çokta iyi gitmiyor. Maaşlar hala sorun. Yeni bir aya geliyoruz ama henüz bir önceki ayı tamamlayamadık ki yenisini nasıl alacağız ? Açıkçası bunun sonu da görünmüyor. Tıpkı gömlek gibi, en aşağıdan iliklemeye başlarken bir ilik atlatırsan ne olur ? İki yaka asla düz olarak biraraya gelmez değil mi ? Bizim hikayemizde böyle oldu yahu. Şans mı denir şanssızlık mı, artık ben bile bilmiyorum. Ancak bildiğim birşey var ki bu şekilde yaşamaktan sıkıldım canım kardeşim. Hem de çok !

Çarşamba, Eylül 21, 2005

Seyir dışı notlar - VII

3 gündür feci halde hastayım. Ateş çıktı, bir terleme bir terleme... Kafamı kaldıramadım. Yetmedi o halimle pazartesi birde işe gelmeye kalktım -ki fecaat. Akşamı zor ettim. Dün resmen gözlerimi açamadım ve bütün gün yarı ayık yarı baygın mahsur kaldım evde. İlaçlar vesaire derken -insan yatarken de yorulabiliyor- bu sabah sürüne sürüne de olsa kalktım işe geldim. Doktora gitmek mi ? ne doktoru para mı var ?

Çarşamba, Eylül 14, 2005

Kaptan'ın Seyir Defteri; Yıldız Tarihi...

Kayıtlara geçsin lütfen. Bugün 14 Eylül 2005 Çarşamba.. Cebimde metelik yok. Dağılmış ve çaresiz durumdayım. Biriken borçlar-kredi kartları-elektrik-su-telefon-kablo-taksit vesaire derken anlaşıldı ki geçen ay olduğu gibi yine hiçbirşey ödeyemeyeceğim. Bakalım bakalım 2 ay ödeme yapmayınca mahkemelik olunuyor mu ya da protesto falan yeniyor mu ? Denemesi bedava türünden bir atraksiyon oldu bu. Huyumda kötü -babam dahil- kimseden borç para isteyemem. Bir kez dost olarak niteleyebileceğim birinden isteme gaflet ve delaletinde bulundum ama son oldu. Herkes dosdoğru dost olmayabilir ya da olabilir bilmiyorum, belirleyici olan bütün değişkenler sürekli yer değiştiriyor yeryüzünde, ben de bakakalıyorum saf saf, anlayamıyorum.
Peki buradan çıkması gereken sonuç ne ? Aslında net bir yanıt yok. Fakat bir karmaşıklık var ; yani 20'li yaşlarda üniversiteyi yeni bitirdiğim zamanlarda da -hadi o zaman çömezdik- aynı şeyi yaşıyordum, 40 yaşına yaklaştığım şu günlerde de aynı şeyi yaşıyorum. Asıl sorulması gereken soru şu sanırım : Son 20 yılda hiç mi birşey değişmedi ? Ya da bende mi bir gariplik var ?

Cumartesi, Eylül 10, 2005

Çarşamba, Eylül 07, 2005

Kaptan'ın Seyir Defteri; Yıldız Tarihi...

Uzun zamandır hiçbirşeyden keyif al(a)mıyorum. Cid'den beklentilerimi karşılayabilecek türden bir hayat tarzı değil bu. Bir anlamda köşeye sıkışmış, kapana kısılmış, hareket alanı olmayan hatta hareket alanı yaratılamayan bir tür. Daha önceleri de benzerlerini yaşamış olmam çözümü beraberinde getirmiyor. Belki bunun dozu fazla, belki de geçen yıllar karşısında bizler biraz daha çaresizleşiyoruz, zayıf noktalarımız daha bir artıyor ya da daha fazla ortaya çıkıyor bu yüzden çaresizleşiyoruz. Ancak neden her ne olursa olsun, sonucu değiştirmiyor. Buna ne "ne yazık ki!" demekten fazlası gelmiyor elimden. Kimin umrunda peki ? Elbette hiç kimsenin.
Mutedil dalgalı ruh halimin derin hezeyanlarını anlatacak hatta paylaşacak kimsem yok. Gerçi olması artık fazla birşeyi değiştirir mi, ben de emin değilim. Yani anlayacak birileri kaldı mı, bilemiyorum.. Özet mi ? Beyoğlu'nda parası olmadığı için tramvaya arkadan takılan çocuklar gibi, hayatın köşesine bir yerden çengel attım, tutunmaya ve düşmemeye çalışıyorum. Daha da özetle takılıyorum işte, öylesine....