Salı, Şubat 27, 2007

Sıradışı Notlar Bölüm II

Hani eskilerden kalma bir deyim vardır : "it gibi korkmak" derler.. İşte bu yaşa kadar -ki 40 yaşındayım- ben ve evlilik kelimesi arasındaki bağı daha iyi bir tamlama anlatamadı. Elbette bunun nedenleri üzerine birkaç kelime etmeyeceğim. Bu işi Freud - eh o da yaşamadığına göre- freudienlere ya da en azından onun söylemlerini paylaşanlara bırakmak en iyisi.. Merak edenler içinde "bugün yaşadığımız acıların nedenlerinin çocukluğumuza ait dönemlere ait olduğu" ipucunu verip bu konudan uzaklaşmak iyinin de iyisi, âlâ :)

Herneyse lafı uzatmayım, ben böylesine korkuları beslerken bugün çok iyi iki dostum boşandılar. Hem de ortada bir neden yokken, gerçekten ama. Evin hanımı halihazırda bunun sadece bir formalite olduğunu düşünüyor. Hesaba göre hala beraber olacaklar ancak bu bir zorunluluğu beraberinde getirmeyecek (nasıl olacağını ben de anlamadım ama açıklama böyle).. Ancak bu çiftin iki de çocukları var -ki kim, neden, kimden, neyin intikamını alıyor ya da bu ne menem bir ortayaş krizidir türünden soruları beraberinde getiriyor.

Sonra bu akşam öğrendim ki daha çok sevdiğim başka bir çift dostumda yarın boşanıyorlarmış. Onlarında çocuğu olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Ortada yine bir neden yok. Anlaşamamak, kavga, gürültü, aldatma.. hiçbirşey. Sadece - bu kez başka bir evin- hanımı sıkılmış ve ortayaş krizinin göbeğinde kalmış 2 hafta içindede düşünüp 20 yıllık bir ilişkiyi paketleyip adliyede sıraya koydurmuş... İnanamadım.

Bu iki aile benim çocuklarına kadar çok sevdiğim ve örnek almak istediğim insanlardı. Onlarla birlikte bu dramı yaşarken kime ve nasıl güveneceğim konusundaki endişelerim an be an artıyor itiraf etmek gerekirse. Bütün inancım yıkıldı, artık kendimi daha bir yalnız, daha bir güvensiz hissediyorum, nasıl bir hayatsa ?..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hakkaten nasıl bir hayat? Evlenip hayatı birbirine zehir etmek nasıl bişey?

Gizliyüz dedi ki...

filmin başını kaçırdığım için tamamı konusunda bilgi sahibi olamayabilirim :) ancak her ikisinin de yaklaşık son 10 yılına tanık olduğum düşünülürse pek az sayılmayacak bilgiye de sahibim. bunlarınki zehir değil.. öylesine bişey.. keyfi. ah şu kadınlar :)