Çarşamba, Ağustos 22, 2007

Seyirdışı Notlar XXI

Gözyaşım hiç olmadı benim, ağlarken kimse görmedi. Serseriliği zaten bilmem, kötülük desen hiç...Hayatı planlamayı sevemedim. Sonlara inandım ama sonu düşünmedim..Cahit sıtkı’nın “35 yaş” ı yazdığı yaşa geldim, gözlerimin içinin güldüğünü söyleseler de içten bir gülüşüm hiç olmadı.. Aşık oldum. Sevdim. Sevil(e)medim. 
En iyisi bile rüzgara karıştı gitti.. 
Çocukluğum hiç olmadı benim, oyuncak nedir bilmem. Benim canlı bir oyuncağım vardı zaten adı “Eylem”.. Okula gitmeyi sevemedim bir türlü ama tokat yiyen bir asker için üzülüp -yüksek dahil- tam 17 yıl okudum. Şimdi durup geriye bakınca koca bir hiç... Shakespare’in “Hamlet”i yazdığı yaştayım ve hala karar veremiyorum acaba hangisi doğru; Olmak mı, Olmamak mı ? 
Keşke ben de rüzgara karışsaydım.. 
Gençliğim hiç olmadı benim, mutluluk nedir bilmem. İlk aşkım terkettiğinde henüz 19’undaydım, hayata elveda dediğimde 20...Yaşamayı sevemedim nedense ama bir anne, bir baba, bir kardeş yetti yeryüzündeki memuriyetime... Oğuz atay’ın “Tutunamayanlar” ı yazdığı yaşı geçeli çok oldu ve hala bilemiyorum hangimiz gerçekten “Selim” ? 
Sanırım sonunda bütün rüzgarlar bitti..

Hiç yorum yok: