Yeri geldi diye söylüyorum; Aşk
kelimesinin aslı Arapça "Aşeka" dan gelir. Aşeka, Arabistan’da yetişen bir sarmaşığın adı.
Sarmaşıklar doğası gereği ağaçları sarıp sarmalar ve sarıldıkları ağacın suyunu
emip, onunla beslenirler. İşte bu Aşeka sarmaşığı da öyle güçlü sarıyor ki
ağacı, garibim günden güne zayıflıyor, sonunda susuz kalıp kuruyor. O zamanın
bilgeleri insanların aşık olma hallerini buna benzettikleri için "Aşk"
kelimesinin "Aşeka" dan türediği söylenir..
Yalnızca "Köprüden önce son çıkış" hikayelerini okuyanlar bilmez, bendeniz cennet kuşunun şiire bulaşmışlığı da vardır geçmişte. Hatta ilk onbeş sene sadece şiir yazdım diyebilirim, birkaç tanesi yayımlandı da. Sonunda şair olmadım elbet ama bütün bahaneleri sonuna kadar kullandım. O kadar çok aşk şiiri yazdım ki ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.. Hayır birşey değil, şiir yazmakta biraz daha ısrar etsem, gerçekten şair olacaktım..
Yalnızca "Köprüden önce son çıkış" hikayelerini okuyanlar bilmez, bendeniz cennet kuşunun şiire bulaşmışlığı da vardır geçmişte. Hatta ilk onbeş sene sadece şiir yazdım diyebilirim, birkaç tanesi yayımlandı da. Sonunda şair olmadım elbet ama bütün bahaneleri sonuna kadar kullandım. O kadar çok aşk şiiri yazdım ki ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.. Hayır birşey değil, şiir yazmakta biraz daha ısrar etsem, gerçekten şair olacaktım..
Aynı gökyüzüne
bakarken,
birbirimizi kaybettiğimiz gün
bitti aşk..
Bir kar tanesinin
yere düşer düşmez erimesi;
Dalından kopan bir yaprağın
kuruyup parçalanması gibi bitti..
Oysa ömrümün
en uzun yoluydun sen,
henüz katedilmemiş..
Kimselerin bilmediği,
görmediği
bir yerde saklanmış
gizli bahçemdin..
Suskunluğum,
haykırışım,
baharım,
yazım,
kalbimdeki ince sızım,
sevdiğimdin.
Aynı güneşin
ikimizi de ısıtmadığı gün
anladık ki;
Daha başlamadan
bitti bu aşk..
birbirimizi kaybettiğimiz gün
bitti aşk..
Bir kar tanesinin
yere düşer düşmez erimesi;
Dalından kopan bir yaprağın
kuruyup parçalanması gibi bitti..
Oysa ömrümün
en uzun yoluydun sen,
henüz katedilmemiş..
Kimselerin bilmediği,
görmediği
bir yerde saklanmış
gizli bahçemdin..
Suskunluğum,
haykırışım,
baharım,
yazım,
kalbimdeki ince sızım,
sevdiğimdin.
Aynı güneşin
ikimizi de ısıtmadığı gün
anladık ki;
Daha başlamadan
bitti bu aşk..
Uzun zamandır şiir yazmıyorum
aslında, ama yukarıda okuduğunuz yeni.. Dün bitirdim. Alfred de Musset "Şiir
güzelliğin yansımasıdır" der. Bu benzetmeyi çok severim. Yalnızca bu sözü haklı çıkarmak için bile yazmaya değer.
Şimdi birşey itiraf
edeceğim n'olur kızmayın; ben şiir seven bir kadın hiç tanımadım bugüne kadar. Genelde
kadınlar için "ince ruhlu", "narin", "hassas",
"kırılgan", "duygusal" türünde niteleme sıfatları
kullanılır ama ne hikmetse elinde şiir kitabıyla dolaşan yahut ezberden bir
dörtlük okuyanına denk gelmedim. Hatta benim
tanıdıklarım "şiir" kelimesini duyunca ya ardına bakmadan kaçtılar ya
da konuyu kapatmak için "gereksiz duygusallık" ve "zayıflık"
bahanelerinden birinin ardına sığındılar. O yüzden şiir yazdığımı kimse
bilmedi, bilenler de merak edip üstüne düşmedi. Hepsi adresini kaybetmiş
mektuplar gibi, imha edileceği günü bekliyor şimdi..
devam edecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder